İsrail Zulmü, Türkiye'nin Yeni Pullarıyla Tarihe Kazındı

Bakan Abdulkadir Uraloğlu, "Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılı Uluslararası Pul Sergisi"ne Ulucanlar Cezaevi Sergi Salonu'nda katıldı.

Haber Giriş Tarihi: 20.10.2023 15:17
Haber Güncellenme Tarihi: 20.10.2023 15:17

Türkiye ve Filistin Arasındaki Dayanışma Yeni Pul Tasarımıyla Tarihe İz Bırakıyor

Türkiye'nin tarih boyunca pek çok ulusla kurduğu dostluk ve kardeşlik bağları, birçok farklı platformda karşılıklı iş birlikleriyle taçlandırılmıştır. Bunlardan biri de 2013 yılında, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından basılan ve üzerinde hem Mescid-İ Aksa'nın hem de Sultan Ahmet Cami'nin bulunduğu ortak pul oldu. Bu pul, iki ülke arasındaki tarihi ve kültürel bağları sembolize ederek, iki halkın arasındaki derin kardeşlik duygusunu adeta ölümsüzleştirdi.

Ancak son zamanlarda uluslararası arenada yaşanan bazı trajik olaylar, Türkiye'nin Filistin halkıyla olan dayanışmasını bir kez daha gündeme getirdi. El Ehli Baptist Hastanesi'nde meydana gelen talihsiz olay, bu dayanışmanın ne denli kuvvetli olduğunu ortaya koydu. Bu trajik olayın ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, iki ülke arasındaki bağların daha da kuvvetlenmesi adına yeni bir adım atıldığını duyurdu.

Bakan Uraloğlu, bu elim hadiseyi tarihe kayıt düşmek, gelecek nesillere aktarmak ve dünya kamuoyunun dikkatini bir kez daha bu önemli konuya çekmek amacıyla yeni bir pul tasarımı üzerinde çalıştıklarını belirtti. Bu tasarımın, İsrail’in gerçekleştirdiği bu saldırının unutulmaması ve tarihe not düşülmesi için önemli bir adım olduğunu vurguladı.

"İsrail'in bu insanlık dışı saldırısını unutturmayacağız" diyen Uraloğlu, pul tasarımının sadece bir hatıra olmadığını, aynı zamanda iki ülke arasında yaşanan dayanışmanın bir sembolü olduğunu belirtti. Pulun, bu tür trajik olayların tekrar yaşanmaması için bir uyarı ve hatırlatma niteliği taşıdığını da ekledi.

Bu gelişme, uluslararası ilişkilerde soft power'ın, yani yumuşak gücün ne denli etkili olabileceğini gösteriyor. Kültürel ve tarihi simgelerin, uluslararası arenada yaşanan olaylara duyarlılık göstererek, bir ülkenin politik ve diplomatik mesajlarını iletebilme kapasitesi bulunmaktadır.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın bu adımı, Türkiye'nin uluslararası platformda yaşanan olaylara karşı duyarlı olduğunu ve bu tür trajik olaylara karşı sessiz kalmayacağını gösteriyor. Özellikle pul tasarımı gibi sembolik adımların, sadece bir ülkenin değil, tüm dünyanın dikkatini çekebileceğini unutmamak gerekir.

Türkiye'nin bu yeni pul tasarımı, uluslararası arenada yaşanan olaylara duyarlı bir yaklaşımın yanı sıra, tarihsel ve kültürel bağların, politik ve diplomatik mesajlar için ne denli kuvvetli bir araç olabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Uraloğlu: "Filistin’in Özgürlüğü Ulusal Bir Dava"

İsrail'in Filistin'e karşı yürüttüğü saldırılarına tepki gösteren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, bu eylemlerin insanlık değerlerine aykırı olduğuna vurgu yaparak, Filistin’in İslam alemi için büyük bir manevi değere sahip olduğunu belirtti. Uraloğlu, bu konunun sadece bir dış politika meselesi olmadığını, aynı zamanda Türkiye için derin manevi bağlarla birleşen ulusal bir dava olduğunu ifade etti.

Bakan, "Şüphesiz bir gerçek ki Filistin’in tüm İslam Alemi nazarında büyük bir manevi değeri vardır. Filistin’in özgürlüğü bizim için bir dava niteliğindedir." dedi. Ancak Uraloğlu, bu davayı savunan, Filistin'deki zulme karşı duran ve bu konuda uluslararası topluluğa seslenen yegane liderin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğuna dikkat çekti. Diğer ülkelerin ve liderlerin, İsrail’in uyguladığı baskıya ve zulme karşı ses çıkarmadığını vurguladı.

Bakan Uraloğlu, İsrail’in saldırıları sırasında bir hastaneyi vurmasının kabul edilemez olduğunu dile getirerek, "Böyle bir zulmü hiçbir vicdan kabul etmemelidir." dedi. Uraloğlu, Gazze'nin büyük bir açık hapishane haline getirildiğine ve mazlum Filistin halkının uluslararası topluluktan izole edildiğine işaret etti.

Bu zorlu süreçte, bölgedeki gerçeklerin uluslararası kamuoyuna ulaşması için Türk gazetecilere destek olduklarını belirten Uraloğlu, "Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak söz konusu bölgedeki çatışmaları ve yaşananları dünyaya aktaran Türk gazetecilerin, internet ve iletişim konusunda kesinti yaşamamaları için kullandıkları cep telefonları üzerinden ücretsiz ve kesintisiz iletişim desteği sağladık." ifadelerini kullandı.

Bakanın bu açıklamaları, Türkiye'nin Filistin meselesine olan bağlılığını ve bu konuda uluslararası topluluğu bilgilendirme konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koymaktadır. Aynı zamanda, bu saldırıların uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Ortadoğu'da barışın sağlanması için gereken adımların atılması gerektiğini vurgulamaktadır.

İsrail’in bölgedeki saldırılarına karşı Türkiye'nin sadece sözlü tepkilerde bulunmadığını, aynı zamanda pratik adımlarla da bölgeye destek verdiğini görmekteyiz. Uraloğlu'nun vurguladığı ücretsiz iletişim desteği, bölgedeki gerçeklerin tüm dünyaya ulaştırılması için atılmış önemli bir adımdır.

Türkiye'nin Filistin meselesindeki duruşu, sadece diplomatik bir mesele olmanın ötesinde, tarihsel ve manevi bağlarla da birleşen derin bir dayanışma anlamına gelmektedir. Bakan Uraloğlu'nun açıklamaları, bu dayanışmanın devam edeceğini ve Türkiye'nin, Filistin halkının hakları için mücadelede kararlı olduğunu göstermektedir.

 

Uraloğlu: "Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel Pulunu Halkımızla Buluşturuyoruz"

Türkiye'nin posta tarihine dikkat çeken Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Osmanlı İmparatorluğu'nun postacılık alanında atılan tarihi adımlardan bahsetti. Bakan, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1 Ocak 1863'te Asya'da Rusya'dan sonra yapışkan posta pulunu basan ikinci bağımsız ülke olduğunu vurgulayarak, bu tarihi başarının milletimiz için önemli bir adım olduğuna değindi.

"İlk pulun dizaynı, Türk hükümdarlık amblemi olan 'tuğra' ile süslendi. Bu pul, İstanbul Matbaasında hazırlanarak milletimizin bağımsızlık simgesi olarak tarihi bir öneme sahip oldu." dedi Uraloğlu, bu pulun sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda uluslararası tanınırlık ve bağımsızlık adımlarının da bir yansıması olduğunu ifade etti.

1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması ile birlikte postacılık hizmetleri modernleşti. Bakan Uraloğlu, Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye'nin posta pullarını yetenekli bir şekilde dizayn edip üretmeye başladığını belirtti. "PTT tarafından basılan pullar, sadece vatandaşlarımızın mektuplarına değer katmakla kalmıyor, aynı zamanda basıldığı dönemin olay ve gelişmelerini geleceğe taşıyan tarihi birer belge niteliği taşıyor." dedi.

Ve şimdi, Türkiye'nin önemli bir dönüm noktasına yaklaştığını ifade eden Uraloğlu, "Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcında, 29 Ekim'de, Cumhuriyetimizin ilanının 100. yılına özel tasarlanmış 100. yıl pulunu müze koleksiyonumuza ekliyoruz. Bu pul, sadece bir posta aracı değil, aynı zamanda ülkemizin son yüz yılına tanıklık eden bir tarih belgesi olacak." dedi.

Bu özel pulun, vatandaşların ilgisini çekeceğini ve koleksiyoncular için de büyük bir değer taşıyacağını belirten Bakan Uraloğlu, "Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bu anlamlı günde, yeni pulumuzu halkımızla buluşturmanın gururunu yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin posta tarihindeki bu önemli adım, ülkenin kültürel mirasının ve bağımsızlık ruhunun bir yansıması olarak hafızalarda yer edecek gibi görünüyor. Uraloğlu'nun vurguladığı bu özel pul, Cumhuriyetin 100. yılında Türkiye'nin tarihine ve kültürel mirasına ne kadar değer verdiğinin de bir göstergesi.