Aygören Süt Ürünleri Gelenekten Geleceğe Uzanan Lezzet Yolculuğu

1982 yılında Balıkesir'in Balya ilçesinde küçük bir köy işletmesi olarak yola çıkan Aygören Süt Ürünleri, süt ve peynir üretiminde kısa sürede adını duyurdu. Koyun peyniri üretimiyle başlayan yolculuğu, 1992 yılında klasik inek peyniri üretimine de yayarak çeşitlendi. 2010 yılında, Balıkesir Organize Sanayi Bölgesi'ndeki 13.000 m2'lik yeni tesisle, üretim kapasitesini genişleten firma, sektördeki yerini sağlamlaştırdı.

2012 itibarıyla firma, koyun, inek ve keçi peynirlerinin yanı sıra yöresel peynir çeşitleri, taze kaşar, İzmir tulumu, mihaliç kelle peyniri ve tereyağı üretimine başladı. Bu çeşitlilik, "Has Aygören Peynirde Güven" sloganı ile kalite ve güvenilirliği öne çıkaran firmanın pazar gücünü artırdı.

Firmanın kapasite artışı ve köy merkezlerine kurduğu soğutma tankları, toplanan sütün hijyenik ve soğutulmuş bir şekilde işlenmesine olanak tanıyor. Bu yatırım, günlük 150 ton süt işleme kapasitesine sahip, 55 kişilik uzman kadrosu ile hizmet veren yeni fabrikanın verimliliğini artırıyor.

Peynir üretiminde kullandığı temel bileşenler süt, peynir mayası ve tuz olan Aygören, klasik beyaz peynirlerinde tam yağlı pastörize süt, maya ve tuz kullanarak, yapay katkı maddelerinden uzak duruyor. Bu yaklaşım, peynirlerin doğal lezzetini ve kalitesini ön plana çıkarıyor.

Peynirin besin değeri açısından önemi büyük. Protein, yağ, karbonhidrat, mineral maddeler ve vitaminler açısından zengin olan peynir, sağlıklı bir beslenme düzeninin önemli bir parçasıdır. Özellikle kazein ve albümin proteinleri, vücudun ihtiyaç duyduğu amino asitleri sağlıyor. Kazein, sütteki en önemli protein olup, sadece sütte bulunur ve yapısında fosfor içerir. Albümin ise vücutta sentezlenmeyen amino asitlerin tamamını içerir.

Peynirlerin yağ içeriği, içerdikleri vitamin çeşitliliğini ve miktarını etkiler. Yağda eriyen vitaminler (A, D, E, K) yağ oranıyla doğru orantılıdır. Tam yağlı peynirlerde bu vitaminlerin oranı, süttekinin 5-8 katı kadardır. Yağ asitlerinin kısa zincirli yapısı, sindirim ve metabolizmayı hızlandırırken, immun sistemini güçlendirir.

Peynir, karbonhidrat yönünden zengin olmamakla birlikte, laktoz içerir. Peynir yapımı sırasında laktozun çoğu peynir suyunda kalırken, geri kalanı mikroorganizmalar tarafından organik asitlere dönüştürülür.

Mineral maddeler açısından da zengin olan peynir, kalsiyum ve fosfor ihtiyacının önemli bir kısmını karşılar. Sütte bulunan kalsiyumun %80’i ve fosforun %70’i peynire geçer. Ayrıca, peynirdeki kalsiyum, fosfor ve magnezyumun vücut tarafından yararlanılma oranı yüksektir.