Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Emekliye cart curt.                      

Yazının Giriş Tarihi: 03.01.2025 13:34
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.01.2025 13:35

Emekliye cart curt.

Yandaşlar lüks içinde sefa sürerken, emekliye yine açlık ve sefalet reva görüldü. Her yıl olduğu gibi bu yıl da maaş artışları, emeklilerin hayallerini yıktı. Hayat pahalılığı, fiyatlar uçmuş, temel ihtiyaçlar bile neredeyse lüks hale gelmişken, verilen üç kuruşluk zamla adeta emeklinin aklıyla dalga geçtiler. Ama daha da acısı, bu duruma tepki göstermeyen ve “Ne yapalım, kaderimiz” diyen emekli, kendi sefaletini kabul etmiş gibi davranıyor.

Evet, emeklilerin hali içler acısı. Yıllarca çalışmış, bu ülkenin kalkınmasına emek vermiş insanlar bugün bir torununa dondurma almayı hayal ederken, pazara gidip bir kilo patates almayı bile düşünmek zorunda kalıyor. Ama daha da komik olan, bu durumu şikayet ederken hala aynı düzene destek olmaları. Her seçimde gidip, bu sistemin devamına “tamam” diyen emekli, adeta kendi sefaletini onaylıyor. “Beni bu hale getirenlere yine oy vereceğim” demek, ne yazık ki kendi kazdığı kuyunun içine düşmek demek. İnsan aynı şeyi her defasında yapıp farklı sonuç beklemez. Ama emekli, yıllardır yapıyor işte.

Bir yanda milyon dolarlık ihalelerle ceplerini dolduran yandaşlar, saraylar, lüks araçlar; diğer yanda ay sonunu getiremeyen, faturalarını ödeyemeyen, pazarda kilo yerine tane hesabı yapan emekli. Bu uçurum herkesin gözleri önünde. Ama emekli, adaletsizliğe karşı sessiz kalıyor, hatta sandık başında gidip bu tabloyu onaylıyor. Bu durumu izlerken artık çaresizlikten değil, saftiriklikten bahsediyoruz. Hadi canım, bu kadarına da pes!

Hükümet yetkilileri çıkıp “Bu zamlarla emeklimiz rahatlayacak” dediğinde bile, emekli buna inanıyor! Oysa markete giden herkesin gözleri yaşarmıyor mu? Bugün bir litre süt almak bile lüks olmuş durumda. Sanki emekliye “İç, iç, sütü bol yapıyoruz” der gibi, ama sadece kağıt üzerinde! Gerçek hayatta bu kadarla ne faturalar ödenir, ne de tencereler kaynar.

Sosyal medyada gezen yorumlardan birinde şöyle yazıyor: “Emekliye aç kalmayı müstahak gördüler, çünkü emekli bunu kendi kendine müstahak görüyor.” Gerçekten de durum bu! Hakkını aramayan, verilenle yetinen bir toplumda kimse adalet beklemesin. Sesini çıkaramayan, hakkını talep etmeyen bir toplum, ne yazık ki hak ettiği yere değil, layık olduğu yere düşer.

Emeklinin bu duruma sessiz kalması, yalnızca bugünkü sefaletini değil, gelecekteki kuşakların da aynı şekilde açlıkla sınanmasını sağlıyor. “Kaderimiz bu” demek, aslında sadece toplumsal körlük ve bilinçsizlikten başka bir şey değildir. Herkesin sandık başında bir tercihi vardır, ama bu tercihlerin sonuçları ağır olur. Bugün, cebindeki üç kuruşu kaybeden bir emekli, yarın aynı düzenin devamına oy verdiğinde, kendi kepazeliğine zemin hazırladığını görmelidir.

Gerçek şu ki, emekliler artık uyanmalı. Hakkını savunmalı, sesini yükseltmeli! Bugün verilen üç kuruşa razı olanlar, yarın daha fazlasını kaybeder. “Yeter!” deme zamanı geldi de geçiyor. Bu sistemi ayakta tutan tercihleri değiştirmediği sürece, sefalet toplumun kaderi olmaya devam edecek. Çünkü bugün yaşananlar sadece sistemin değil, emeklinin bilinçsizliğinin de bir sonucu. Susmak, boyun eğmek, hakları aramamak… İşte asıl felakettir!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
sanalbasin.com üyesidir
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.