Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Türkiyem

Yazının Giriş Tarihi: 07.01.2025 13:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.01.2025 13:54

Türkiyem.

Biz bu memlekete bildiğin kazığı attık kardeşim, hem de kendi ellerimizle. Yetmedi, başımıza ne yaptığı belli olmayan bir hükümet koyduk, oturduk saf saf izledik. Hani atalarımız bu topraklar için kelle koltukta savaştı ya, biz kalktık, onların mirasını satıp betona gömdük. Ama ne gam, “Amaan, bir bildikleri vardır,” dedik, yatıştık. E bunların bildiği varsa da anca kendi cebi içindir, memleketin hayrına değil!

Bak mesela şu ekonomi meselesi. Bir sabah kalkıyorsun, dolar uçmuş gitmiş, ertesi gün “Düşüreceğiz!” diyorlar. Ama ne düşüyor? Bizim cebimizden çıkan paralar! Markete gidiyorsun, domates 50 lira, soğan alırken “Bu kadar gram yeter,” diye tarttırıyorsun. Ama bunlara göre her şey tıkırında. Hani biz görmüyoruz demek ki o tıkırını. Yahu insan kendi mutfağını bilmez mi? Mutfakta yangın var ama televizyona çıkan adamlar “Her şey kontrol altında,” diyor. Ne kontrolü kardeşim, yangını sen çıkardın zaten!

Adalet desen ayrı bir dert. Zaten adalet dediğin şey sadece tabelada kaldı. Haksızlık almış başını gitmiş, hak arayan da kafasını duvara vuruyor. Her işte bir torpil, her karar bir adam kayırma. “Adalet mülkün temelidir” diye yazıyor ya mahkeme duvarlarında, biz o temeli çoktan çatlatmışız. Hükümete sorsan, “Her şey yolunda.” E tabii yolunda, çünkü o yol zaten kendi yandaşına döşenmiş.

Eğitim? E boş ver, hiç girme o konuya. Çocukları sınav manyağı yaptılar, eğitim dediğin tamamen ezbere döndü. Okuldan mezun olan çocuk hayatı bilmiyor, iki lafı bir araya getiremiyor. Ama kime ne? Hükümet “Eğitim sistemimiz dünya çapında,” diyor. Yahu bırak dünya çapını, mahalleye faydan yok! Gençler ya işsiz, ya mutsuz. Hedefleri bile yok artık, çünkü hedef koyacak güveni ellerinden aldık.

Doğayı ne hale getirdik, bir düşün. Ağaçları kestik, dağları taşları madene çevirdik, denizi doldurduk. Sonra da “Bu yaz çok sıcak oldu,” diye söyleniyoruz. Ya kardeşim, sen ağacı kesersen, doğa da küser tabii. Ama hükümet ne diyor? “Büyüyoruz, gelişiyoruz.” Geliştiğin şey ne? Beton kuleler mi? Toprak yok, su yok, ama kime anlatıyorsun?

Bir de şu kültür meselesi var. Biz eskiden türkü söyleyip halay çeken milletken, şimdi yabancı kliplere özenip “Cool” olmaya çalışıyoruz. Eski bayramların tadı kalmadı. Herkes cebine, telefonuna bakıyor, kimse birbirini tanımıyor. Ama kime sorsan herkes “Milli değerlerimize sahip çıkıyoruz” diyor. Sahip çıkıyorsunuz da nereye? Bize kültür diye ne kaldı? Bir avuç nostaljiyle avunuyoruz.

Siyaset? Heh işte burası asıl tiyatro. Kimse bir şeyden memnun değil, ama herkes “Bizim adam kazansın” diye bağırıyor. Kardeşim, senin adamın yanlış yapıyorsa, ona da hesap soracaksın. Ama yok, herkes kör, sağır, dilsiz. Hükümet bu kadar yanlışa yanlış eklerken, biz de “Aman, bana ne,” diye sustuk. İşte asıl ihanet bu!

Biz bu ülkeye hakkını vermedik. Hem sustuk, hem izledik. Hükümet milletin tepesine çökerken, biz sadece seyirci olduk. Halbuki bu memleket bizimdi. Ama elimizde ne kaldı? Borç, beton ve tükenmiş bir millet.

Hâlâ vakit var mı? Belki. Ama artık silkelenip kendimize gelmemiz lazım. Bu hükümetten de, kendi gafletimizden de hesap sormamız lazım. Yoksa bu ihanetin bedelini hep beraber çok ağır ödeyeceğiz. Şimdi dönüp düşünmek lazım: Bu memleket bize ne verdi, biz ona ne verdik? Cevap belli: Hiçbir şey. Ama bu hiçliği bitirmek de yine bizim elimizde!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
sanalbasin.com üyesidir
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.